news-details

Krizi parça parça yönetiyorlar

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, krizin parça parça yönetildiğini, halbuki bütüncül bir manada olması gerektiğini söyledi.

Akşener, katıldığı bir TV programında yaptı açıklamada, dünyada koronavirüs salgınını kontrol altına alan Güney Kore'nin, hastanın kiminle temas ettiğini belirleyip, 15 günde yapılan testlerle bu hastalığı aştığını bildirdi.

''Bizzat yaşamasaydık bilmezdik evdeki bir çalışanımızın hastalanmasından sonra biz kendimize test yaptırdık, ama hastalığı atlatan çalışanımız test için tekrar çağırılmadı.'' diyen Akşener, ülkede böyle bir açık bulunduğunu, bu konuda sağlık bakanının dikkatini çekmek istediğini dile getirdi.

Akşener, infaz yasası konusunda, görüşlerini şöyla açıkladı: 

''İnfaz yasasıyla ilgili olarak en net tavrı koyan parti biziz. İnfaz yasasıyla ilgili olarak en başından beri dedik ki hangi çalışmayı Meclis'e getireceksiniz bir açık şeffaf biçimde kamuoyuyla paylaşın biz önerilerimizi, eleştirilerimizi iletelim, ondan sonra Meclis'te görüşülsün, vatandaş bilsin nedir ne değildir.
Çocuk evliliklerine yönelik bir maddenin geleceğine dair bir şey ortaya atıldı. Sosyal medyadan ben bir açıklama yaptım. Beni linç ettiler, çirkin bir süreç başladı. MHP'nin genel başkan yardımcıları, AK Parti'nin trolleriyle birlikte benim ölmüş anama kadar sövüldü. Dolayısıyla bu infaz yasasında böyle bir şeffaflık söz konusu olmadı. En küçük itiraza çok çirkin bir tavır konuldu. Bütün ceza yasasında eş üzerinden tanımlanmıştır, kadın konusu. Bir kadına eşi şiddet uyguladığında daha az ceza veriliyor. Şiddet uygulayanın kadın ile bir bağı yoksa normal ceza alıyor. Biz bununla ilgili teklif verdik 'eş' üzerinden değil, 'kadın' üzerinden yer alsın diye, reddedildi.''

KOBİ'lerin desteklenmesi gerektiğine işaret eden Akşener, şunları söyledi:

''100 milyar TL'lik bir paket açıklandı. Bunun nakit kısmı düşük, genellikle kredilerin faizsiz yeniden yapılandırıldığı bir sistem üzerinden yapılan bir paketti. Bunun yeterli olmadığını söyledik. Ekonomi ve kalkınma başkanlığımızın yaptığı çalışmalara göre gayri safi milli hasılamızın yüzde 7-11 arasında bir yardım paketi açıklanması gerektiğini söyledik biz. 
Stopajın alınmaması gerektiğini söyledik, berber, lokanta, kafe gibi 241 bin yer şu an da kapalı. Bunlara 'açın' denildiği zaman bunlar o sistemi sürdürebilecek mi?''

Meral Akşener, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun istifa ettiğini anımsatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Gerekçesi neydi? Denildi ki Soylu, sokağa çıkma yasağı ilan edildi, bu yasağı ilan etme nedeninin Erdoğan'ın talimatı olduğunu söyledi. İkinci açıklamasında 'yaşanan başarısızlığı sorumluluğunu üzerime alıyorum' dedi istifa etti. Yani İçişleri Bakanı Soylu, geçtiğimiz haftaki sokağa çıkma yasağı meselesinin son derece yanlış bir iş olduğunu ifade etti ve o sorumluluk sebebiyle bu yanlışla sorumluluğu ben alıyorum diyerek istifa etti. Bu bir kriz, bu krizi parça parça yönetiyorlar. Bir kriz oluyor, o kriz yönetilemediği için ikinci bir krize sebep oluyor. Halbuki bütüncül bir manada olması lazım. Yani Güney Kore örneğine bakılsın, Japonya örneğine bakılsın, Almanya örneği ne bakılsın. Yapılanlar hep zaman geçtikten sonra yapılıyor. Bu sistemin başında Sağlık Bakanı olmalı ve İçişleri Bakanlığı zaten içinde yer alacak. Adalet Bakanlığı yer alacak. Tarım Bakanlığı yer alacak. Hatta Dışişleri Bakanı da yer alacak. Ama burada enteresan bir şey var, siyaset iletişiminin dışına çıkamadı arkadaşlar.''

Annelik içgüdüsünün bütün kadınlarda bulunduğunu anlatan Akşener, şunları kaydetti:

''Kadın yöneticiler bir süre sonra etrafındakileri ve yönettiği kesimi evlat gibi görüyor, bu korumaya yöneliktir. Dikkatli ve detaycıdır kadınlar. Kadının önceliği başarıdır. Dünyadaki kadın liderlerin salgını iyi yönetebilmesinin başında bunlar geliyor. Vatandaşlarını, ailesinin bir ferdi olarak görüyor, öncelik sıralarında başarmak var. Bizim öncelik sıramızda, siyasi iletişim en önde ve kibir son derece yüksek. Erdoğan, saraya girdikten sonra vatandaştan kopmak gibi çok net bir sonuç oldu.''


Hibya Haber Ajansı