news-details

Çin'de salgınla mücadelede halk daima ilk sırada yer aldı

Covid-19 salgını, Çin Halk Cumhuriyeti'nin kuruluşundan bu yana karşılaşılan en hızla yayılan, en büyük ölçekte enfeksiyona yol açan ve kontrol görevi en zorlu olan ani kamu sağlığı olayı.

Merkezinde Xi Jinping'in bulunduğu Çin Komünist Partisi Merkez Komitesi'nin liderliği altında Çin yönetimi, salgın karşısında halkın can güvenliği ile sağlığını daima ön planda tutarak devletin tüm imkânlarını seferber etti ve salgına karşı halk savaşını başlattı. Bu savaş, Çin'in halk merkezli insan hakları konseptini de yansıttı.

Salgınla mücadelede "halkın ilk sıraya koyulması, halkın can güvenliğinin en ön planda tutulması" ilkelerine sadık kalınarak, 95 yaşındaki yaşlı vatandaşlara da yeni doğan bebeklere de "hiçbir hastanın tedavisinin ihmal edilmemesi" ilkesiyle yaklaşıldı.

10 milyon nüfusa sahip ve ülkenin ulaşım açısından kavşağı konumundaki Wuhan kentindeki toplu taşıma salgının yayılmasını önlemek için 23 Ocak'ta geçici olarak durduruldu. Farklı ülkelerdeki 15 önde gelen araştırma kuruluşu, Wuhan'ın karantinaya alınmasının, Çin'deki toplam vaka sayısının 700 bin azalttığını açıkladı.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, basına verdiği demeçte, "Çin halkı, kendi normal yaşamı pahasına tüm insanoğluna katkı sağladı." diye konuştu.

Wuhan'ın karantinaya alınmasının ardından, Çin'in diğer eyaletlerinden ve Çin ordusundan 346 sağlık ekibine bağlı 42 bin 600 sağlık personeli kente gitti. Çin'in en kaliteli sağlık ve tedavi kaynakları Wuhan'a aktarıldı. Çin'in yoğun bakım uzmanlarının onda biri Wuhan'a ve onun bağlı olduğu Hubei eyaletine gönderildi. Üstelik, tüm hastaların tedavi masrafı da devlet tarafından karşılandı.

İyi dost kara günde belli olur. Salgın, tüm dünyanın tarih boyunca yüz yüze kaldığı en zorlu dönemlerden biri. Çin, bu dönemde diğer ülkeleri unutmayarak, yardım sağlama konusunda hiç gecikmeden kolları sıvadı.

Çin, ilk anda Dünya Sağlık Örgütü'ne salgını bildirdi, ilk anda virüsün gen dizilimini paylaştı ve ilk anda salgınla mücadelede küresel işbirliğini başlattı.

Çin, tüm dünyanın salgınla mücadelesine zaman kazandırdı ve büyük devlet olma sorumluluğunu gösterdi. 26 Mart'ta düzenlenen ve ilk kez video konferans yöntemiyle gerçekleşen G20 Liderler Zirvesi'nde salgınla mücadelede işbirliğine odaklanıldı.

Çin'in en zor zamanlarında da 170 ülke ve 40'tan fazla uluslararası örgüt çeşitli vesilelerle Çin'e desteklerini ve teselli mesajlarını iletti. Çin halkı, bu gerçek dostluğu sonsuza dek unutmayacak.

Mayıs sonu itibarıyla Çin, 180 ülke ve 10'dan fazla uluslararası örgütle tedavinin yanı sıra, kontrol ve önleme planlarını paylaştı, 150 ülke ve uluslararası örgüte de acil yardım sağladı. Çin, birçok ülkenin salgınla mücadelede kullanılacak malzemeleri sipariş etmesine de kolaylık sağladı.

73. Dünya Sağlık Örgütü Konferansı, video konferans yöntemiyle 18 Mayıs'ta düzenlendi. Çin, konferansta kendi gücüne dayanarak geliştirdiği aşının küresel ölçekte kamu ürünü olarak kullanılacağı taahhüdünde bulundu.

Çin, ayrıca salgınla mücadelede küresel işbirliğini güçlendiren bir dizi tedbir de açıkladı.

Çin, sorumlu büyük bir devlet olarak, eskiden olduğu gibi, bundan sonra da halkın çeşitli alanlardaki haklarını korumak için şaşmadan çaba harcayacak, böylece insan hakları davasının sağlıklı şekilde ilerletilmesini sağlayacak.

 

Çin Uluslararası Radyosu

Covid-19 salgını, Çin Halk Cumhuriyeti'nin kuruluşundan bu yana karşılaşılan en hızla yayılan, en büyük ölçekte enfeksiyona yol açan ve kontrol görevi en zorlu olan ani kamu sağlığı olayı.

Merkezinde Xi Jinping'in bulunduğu Çin Komünist Partisi Merkez Komitesi'nin liderliği altında Çin yönetimi, salgın karşısında halkın can güvenliği ile sağlığını daima ön planda tutarak devletin tüm imkânlarını seferber etti ve salgına karşı halk savaşını başlattı. Bu savaş, Çin'in halk merkezli insan hakları konseptini de yansıttı.

Salgınla mücadelede "halkın ilk sıraya koyulması, halkın can güvenliğinin en ön planda tutulması" ilkelerine sadık kalınarak, 95 yaşındaki yaşlı vatandaşlara da yeni doğan bebeklere de "hiçbir hastanın tedavisinin ihmal edilmemesi" ilkesiyle yaklaşıldı.

10 milyon nüfusa sahip ve ülkenin ulaşım açısından kavşağı konumundaki Wuhan kentindeki toplu taşıma salgının yayılmasını önlemek için 23 Ocak'ta geçici olarak durduruldu. Farklı ülkelerdeki 15 önde gelen araştırma kuruluşu, Wuhan'ın karantinaya alınmasının, Çin'deki toplam vaka sayısının 700 bin azalttığını açıkladı.

BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, basına verdiği demeçte, "Çin halkı, kendi normal yaşamı pahasına tüm insanoğluna katkı sağladı." diye konuştu.

Wuhan'ın karantinaya alınmasının ardından, Çin'in diğer eyaletlerinden ve Çin ordusundan 346 sağlık ekibine bağlı 42 bin 600 sağlık personeli kente gitti. Çin'in en kaliteli sağlık ve tedavi kaynakları Wuhan'a aktarıldı. Çin'in yoğun bakım uzmanlarının onda biri Wuhan'a ve onun bağlı olduğu Hubei eyaletine gönderildi. Üstelik, tüm hastaların tedavi masrafı da devlet tarafından karşılandı.

İyi dost kara günde belli olur. Salgın, tüm dünyanın tarih boyunca yüz yüze kaldığı en zorlu dönemlerden biri. Çin, bu dönemde diğer ülkeleri unutmayarak, yardım sağlama konusunda hiç gecikmeden kolları sıvadı.

Çin, ilk anda Dünya Sağlık Örgütü'ne salgını bildirdi, ilk anda virüsün gen dizilimini paylaştı ve ilk anda salgınla mücadelede küresel işbirliğini başlattı.

Çin, tüm dünyanın salgınla mücadelesine zaman kazandırdı ve büyük devlet olma sorumluluğunu gösterdi. 26 Mart'ta düzenlenen ve ilk kez video konferans yöntemiyle gerçekleşen G20 Liderler Zirvesi'nde salgınla mücadelede işbirliğine odaklanıldı.

Çin'in en zor zamanlarında da 170 ülke ve 40'tan fazla uluslararası örgüt çeşitli vesilelerle Çin'e desteklerini ve teselli mesajlarını iletti. Çin halkı, bu gerçek dostluğu sonsuza dek unutmayacak.

Mayıs sonu itibarıyla Çin, 180 ülke ve 10'dan fazla uluslararası örgütle tedavinin yanı sıra, kontrol ve önleme planlarını paylaştı, 150 ülke ve uluslararası örgüte de acil yardım sağladı. Çin, birçok ülkenin salgınla mücadelede kullanılacak malzemeleri sipariş etmesine de kolaylık sağladı.

73. Dünya Sağlık Örgütü Konferansı, video konferans yöntemiyle 18 Mayıs'ta düzenlendi. Çin, konferansta kendi gücüne dayanarak geliştirdiği aşının küresel ölçekte kamu ürünü olarak kullanılacağı taahhüdünde bulundu.

Çin, ayrıca salgınla mücadelede küresel işbirliğini güçlendiren bir dizi tedbir de açıkladı.

Çin, sorumlu büyük bir devlet olarak, eskiden olduğu gibi, bundan sonra da halkın çeşitli alanlardaki haklarını korumak için şaşmadan çaba harcayacak, böylece insan hakları davasının sağlıklı şekilde ilerletilmesini sağlayacak.

 

Çin Uluslararası Radyosu

Hibya Haber Ajansı