news-details

Yıllık enflasyon düşse de maliyet unsurları risk teşkil ediyor

Türkiye’de tüketici fiyatları Temmuz ayında %0,58 artış gösterirken, yıllık enflasyon ise %11,8 oranında gerçekleşti. Bloomberg anketine katılan ekonomistlerin ve bizim beklentimiz aylık bazda %0,8 ve yıllık %12 oranında bir enflasyon gerçekleşmesi yönündeydi. Bu bakımdan gelen verilerin, genel anlamda yüksek olan beklentilerin daha altında olduğunu görüyoruz. Normal şartlar altında %0,58’lik bir aylık artış Temmuz ayı için çok düşük sayılmasa da, geçen yılın yüksek artış oranının yıllık enflasyonunun gerilemesinde etkili olduğunu görüyoruz. TRY’deki değer kaybı ve ÜFE’de çok daha açık bir şekilde görülen maliyet baskısı henüz TÜFE’ye dahil olmamıştır.

 

Enflasyonun alt kalemlerine bakacak olursak; aylık bazda fiyatlardaki düşüş gösterenlerin mevsim ve sezon etkisi çok yoğun olan giyim ve ayakkabı ile gıda ve alkolsüz içecekler olduğunu görüyoruz. Sezon etkisi ile beraber çok yüksek artışlar ve düşüşler görmeye alışkın olduğumuz giyimde %3,48’lik bir aylık düşüş söz konusudur. Yaz aylarında genelde gerileme eğiliminde olan veya düşük çıkan gıda kaleminde de %1,28’lik azalma gözlemliyoruz. Buna karşılık gıda enflasyonu yıllık bazda %12,7 ile yüksek seyrini devam ettirmektedir. Enflasyona yukarı yönlü olarak en çok katkıyı veren kalemler sırasıyla; %2,44 artışla ulaştırma, %2,39 ile çeşitli mal ve hizmetler ve %2,38 ile ev eşyası olmuştur. Haberleşme, sağlık, eğitim, lokanta ve oteller, konut gibi diğer kalemlerin tamamında fiyatlarda %0,8 ila %1,8 arasında artışlar görülmektedir. Kredi faizlerindeki düşüş ile beraber artan taleple son dönemde artış eğilimine giren konut fiyatlarında Temmuz ayındaki artış %0,93 seviyesinde gerçekleşmiştir.

 

Aslında yıllık enflasyondaki Haziran seviyesi %12,6’dan Temmuz ayında %11,8 seviyesine olan gerileme görünürde sevindirici olsa da, enflasyonun alt kalemleri ve ayrıntılarında ana eğilimin yukarıya bakmaya devam ettiği görülüyor. Gerek manşet enflasyon, gerekse de mevsimselliği yüksek volatil kalemlerin dışarıda kaldığı çekirdek enflasyonda henüz nihai fiyatların içine tam olarak girmemiş maliyet etkenleri ilerleyen aylarda eğilimi ve sapma aralığını yüksek tutabilir. Temmuz ayının ikinci yarısından itibaren etkili olan TRY değer kaybı, devam ederse sonraki aylarda maliyetler açısından ilave etki yaratabilir. Kurlardaki hareketlenmeyi yakından takip etmek gerekiyor. ÜFE, Temmuz ayında %1,02 artış göstermiş; üreticilerin yüklendiği maliyet açısından TÜFE için iyi bir sinyal değil. Pandemi etkisiyle gelen arz kesintileri ve artan birim maliyet baskısı da nihai fiyatların artış hızını etkileyebilir. Aslında, mevcut şartların iyileşmesi anlamında enflasyonun genel görünümünde “baz etkisi” dışında somut bir argüman görünmemektedir. Maliyet etkenleriyle eşleştirdiğimiz zaman da, şu anda etkin olan talep enflasyonu baskısının da geri çekilmesinin enflasyonda kayda değer bir düşüş yaratmayacağını öngörüyoruz. 

Merkez Bankası, enflasyonla alakalı endişelerinden dolayı faizleri indirmeyi kesti ve Enflasyon Raporu’nda da beklentilerini yukarı revize etti. Biz bu tahminlere ilişkin risklerin de yukarı yönlü olduğunu düşünüyor ve yılsonunda çift haneli enflasyon bekliyoruz. Merkez Bankası’nın bir sonraki toplantısı 20 Ağustos’ta gerçekleşecek. Bu aşamada, enflasyonun genel görünümü ve negatif reel faiz pozisyonu itibariyle daha fazla faiz indirimi çok olası görünmüyor.

Kaynak Tera Yatirim
Hibya Haber Ajansı